Jerome Powell liderliğindeki Fed, faiz oranlarının yükseltilmesinin “geçmişe göre daha az etkiye sahip olabileceğine” inanmaya başladı.

Çarşamba günü yayınlanan 1 Mayıs toplantısının tutanakları, yetkililerin aynı zamanda kilit faiz oranının enflasyonu daha da yavaşlatmak için ekonomi üzerinde yeterli baskı oluşturup oluşturmadığını tartıştığını gösterdi. Tutanaklara göre birçok yetkili, Fed’in faiz oranı politikalarının ne kadar kısıtlayıcı olacağından emin olmadıklarını belirtti. Bu, politika yapıcıların fiyat artışını kısıtlamak için yeterli çabayı gösterip göstermediklerinin net olmadığını gösteriyor.

Tutanaklarda, daha yüksek faiz oranlarının “geçmişe göre daha küçük etkileri olabileceği” belirtildi. Ekonomistler, örneğin birçok Amerikalı ev sahibinin, salgın sırasında ipoteklerini yeniden finanse ettiğini ve ipotek faiz oranlarını çok düşük tuttuğunu belirtiyor. Büyük şirketlerin çoğu borçlarını daha düşük faiz oranlarıyla yeniden finanse ederek Fed’in 2022 ve 2023’teki 11 faiz artışının etkisini yumuşattı.

Bu tür endişeler, Fed’in önümüzdeki aylarda gösterge faiz oranını düşürmek yerine yükseltmeyi düşünebileceği yönündeki spekülasyonları artırdı. Aslında tutanaklarda, “çeşitli” yetkililerin, enflasyonun hızlanması halinde faiz oranlarını artırmaya “istekli olduklarını belirttikleri” kaydedildi.

Ancak toplantının hemen ardından düzenlenen basın toplantısında Başkan Jerome Powell, Fed’in gösterge faiz oranını artırmaya devam etmesinin “olası olmadığını” söyledi; bu, finansal piyasaları geçici olarak canlandıran bir açıklamaydı.

Mevcut durumda 1 Mayıs toplantısının ardından Fed yetkilileri, ülkenin enflasyonu düşürme yönündeki ilerlemesinin bu yılın ilk üç ayında durduğunu itiraf etti. Sonuç olarak, enflasyonun istikrarlı bir şekilde yüzde 2 hedefine döndüğüne dair “daha fazla güven” kazanana kadar temel faiz oranını düşürmeye başlamayacaklarını söylediler. Fed’in daha düşük bir faiz oranı, sonuçta ipotek, otomobil kredileri ve diğer tüketici ve kurumsal borçlanma biçimlerinin maliyetlerinin düşmesine yol açacaktır.

Powell ayrıca enflasyonun bu yıl daha da düşmesini beklediğini de belirtmişti. Ancak şunları ekledi: “Gördüğümüz veriler nedeniyle buna olduğundan daha az güveniyorum.”

Federal Rezerv’in tercih ettiği ölçümle ölçülen enflasyon, 2022’deki %7,1’lik zirveden 2023’ün büyük bölümünde istikrarlı bir şekilde yavaşladı. Ancak son üç ayda bu ölçüm, merkez bankasının enflasyon hedefiyle tutarlı olandan daha hızlı işliyor.

Değişken gıda ve enerji maliyetleri hariç tutulduğunda, Fed’in göstergesine göre fiyatlar bu yılın ilk üç ayında yıllık %4,4 oranında arttı; bu oran Aralık ayındaki %1,6’nın oldukça üzerindeydi. Bu hızlanma, Fed’in yakında temel faiz oranını düşürebileceği ve enflasyonun %2’ye düşeceği ve resesyonun önleneceği bir “yumuşak iniş” gerçekleştirebileceğine dair umutları zayıflattı.

Ancak geçtiğimiz hafta hükümetin enflasyona ilişkin ayrı bir raporu, fiyat baskılarının Nisan ayında bir miktar yavaşladığını gösterdi. Her ne kadar bir grup Fed sözcüsü bu hafta Nisan ayındaki daha ılımlı bir enflasyon raporunu memnuniyetle karşılasa da, faiz oranlarını düşürebilmeleri için bu tür daha fazla okumaya ihtiyaç olduğunu vurguladılar.

Salı günü Fed Yönetim Kurulu’nun kıdemli üyelerinden Christopher Waller, faiz indirimini desteklemeden önce “birkaç ay daha iyi enflasyon verileri görmesi gerektiğini” söyledi. Bu durum Fed’in en erken Eylül ayına kadar faiz indirimini düşünmeyeceğini gösteriyor.